Binek otomobil kiralaması işinde kullanılan araçların, dağıtım ve pazarlama işinde kullanılması durumunda kdv

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı   :   64597866-105[313-2016]-20661                                           Tarih   :   08.11.2016

Konu   :   Binek otomobil kiralaması işinde kullanılan araçların, dağıtım ve pazarlama işinde kullanılması durumunda belge düzeni.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ek dilekçenin tetkikinde, Başkanlığımız …. vergi kimlik numaralı mükellefi olan şirketinizin dağıtım, pazarlama ve inşaat işleri dışında binek otomobili kiralaması (rent a car işletmeciliği) işi ile de iştigal ettiği belirtilerek, şirketinizin dağıtım ve pazarlama faaliyetinde çalışan personele binek otomobil kiralaması (rent a car işletmeciliği) işinde kullanılan araçların tahsis edilip edilmeyeceği tahsis edilmesi   halinde KDV ve Kurumlar Vergisi uygulamalarının nasıl olacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmaktadır.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 29/1 inci maddesinde mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den, bu Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle ödenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV yi indirebilecekleri, 30/b maddesinde ise faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV nin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Diğer yandan, 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin ”III/C-2 İndirilemeyecek KDV” başlıklı bölümünün 2.1.-b alt bölümünde;

”Kanunun 30/b maddesine göre, faaliyetleri; kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması, taksicilik işletmeciliği yapılması veya binek otomobillerinin çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobillerinin alışlarında ödenen ve faturalarda ayrıca gösterilen KDV indirim konusu yapılabilir. Buna göre, binek otomobillerini yukarıda belirtildiği şekillerde işleten mükellefler bu amaçla kullanılan binek otomobilleri ile ilgili olarak indirim hakkından yararlanabilir.

             Ancak mükelleflerin işletme amacı dışında iktisap ettikleri binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV’nin indirimi mümkün değildir. İndirim konusu yapılamayan bu vergi, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilir. Bu uygulama binek otomobili işletmeciliği ile uğraşan mükelleflerin işletme amacı dışında satın aldıkları binek otomobilleri için de geçerlidir.

 

Örneğin;

– Otomobil kiralama şirketinin kiralama amacı dışında şirketin kendi ihtiyacı için aldığı otomobili (genel müdüre tahsis edilen otomobil, bir pazarlama şirketinin satış elemanına tahsis ettiği otomobil vb.) nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. ”

hükmü yer almaktadır.

Buna göre, faaliyetleri; kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya binek otomobillerinin çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobillerinin alışlarında ödenen ve faturalarda ayrıca gösterilen KDV yi indirim hakkı bulunmaktadır. Ancak, binek otomobil kiralaması (rent a car işletmeciliği) işinde kullanılan araçların işletmenin ihtiyaçları için diğer faaliyetlerde kullanılmaya başlanılması (dağıtım ve pazarlama faaliyetinde çalışan personele tahsis edilmesi) halinde, araçların alımında indirim konusu yapılan KDV nin aracın diğer faaliyetlerinde kullanılmaya başlandığı dönemde indirim hesaplarından çıkarılarak “İlave Edilecek KDV” olarak beyan edilmesi gerekmektedir. İndirim konusu yapılamayan katma değer vergisinin Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, Firmanızın binek otomobili kiralaması faaliyeti ile diğer faaliyetlerinin ayrı ayrı takip edilmesi ve gerektiğinde söz konusu araçların hangi faaliyetlerde kullanıldığının tevsik edilmesinin gerekeceği tabiidir.

 

VERGİ USUL KANUNU VE KURUMLAR VERGİSİ  YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi Kurum Kazancı” başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

“193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38 inci maddesinde;

“Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

 1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

 2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

 Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.”

hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanunun “İndirilecek Giderler” başlıklı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderlerinin; (7) numaralı bendinde ise Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların safi kazancın tespitinde indirilebileceği hükme bağlanmıştır.

Buna göre, bu taşıtlar için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların safi kurum kazancının tespitinde indirime konu edilmesi mümkündür.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde fatura,  “satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika”  olarak tanımlanmış, 231/5 inci maddesinde faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükme bağlanmış, 232 nci maddesinde ise fatura kullanmak mecburiyetinde olanlar sayılmıştır.

Anılan Kanunun 313 üncü maddesinde ise; işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği, hüküm altına alınmıştır.

Buna göre; bir iktisadi kıymetin amortismana tabi tutulabilmesi için, işletmenin aktifinde kayıtlı olması, kullanıma hazır halde bulunması, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması, işletmede bir yıldan fazla kullanılması, değerinin 2015 yılı için 880.-TL’ lik  haddin üzerinde olması gerekmektedir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; şirketinizce binek otomobil kiralaması (rent a car işletmeciliği) işinde kullanılan araçların işletmenin ihtiyaçları için diğer faaliyetlerde kullanılmaya başlanılması (dağıtım ve pazarlama faaliyetinde çalışan personele münhasıran bu faaliyetlerde kullanılmak üzere tahsis edilmesi) durumunda, müşteriye yapılan bir iş söz konusu olmadığından kendi adınıza fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

Bununla birlikte,  aktifinize kayıtlı söz konusu araçların giderleri ile amortismanlarının kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabileceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

2019-10-21T06:34:58+00:00