Kanunen Kabul Edilmeyen Gider Ne Demektir

Vergi ve Muhasebe uygulamalarında kısaca KKEG olarak adlandırılan “ Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler” kavramı;   Vergi mükelleflerinin bazı  giderlerinin vergi hesaplamasında düşülmesine izin verilmemesi yöntemi olarak tarif edilebilir.

Giderin Kanunen kabul edilmemesi, o giderin yasa dışı olduğu anlamına gelmemekte olup Gelir ve Kurumlar Vergisi hesaplamalarında gider olarak kabul edilmediğini göstermektedir.

Kanunen Kabul Edilmeyen Giderlerin hangi giderler olduğundan önce vergi hesaplamasında ne gibi bir etkisi olduğunun anlaşılması, bunun içinde öncelikle Ticari Kâr ve Mali Kâr kavramlarının bilinmesi gerekmektedir.

Vergi Mükellefi olarak ticari faaliyetleriniz esnasında işinizle ilgili yaptığınız tüm giderleri hasılatınızdan düşerek kâr hesaplaması yaparsınız.  Hesapladığınız bu  kâr ;   muhasebe ve vergi literatüründe   “Ticari Kâr”   olarak tanımlanır.

Peki bu Ticari Kârın tamamı şirketinize mi ait?  Elbette ki Hayır.

Bu kârınızın % 22  si Devlete aittir.  ( Sadece Kurumlar Vergisi dikkate alınmıştır)

Yani elde ettiğiniz kâr üzerinden % 22 Kurumlar Vergisi hesap edecek ve ödeyeceksiniz.

Peki bu % 22 Kurumlar Vergisini Ticari Kârınız üzerinden mi hesaplayacaksınız.

Hayır. Verginizi “Mali Kâr” üzerinden hesaplayacaksınız.

Mali Kâr  :  Ticari Kârın vergi uygulamaları gereği düzeltilmiş halidir.

Kanunen Kabul Edilmeyen Giderleriniz, Ticari Kârınızın üzerine ilave edilerek Mali Kâra ulaşılır.  Verginizi de bu tutar üzerinden hesaplayıp ödersiniz ve bu tutar Ticari Kâr üzerinden hesaplanacak vergiden fazla olacaktır.

Konuyu en yalın haliyle örnekleyelim;

Hizmet sektöründe faaliyet gösteren bir Limited Şirketin, 2018 döneminde Hasılatının 100.000,00 TL  olduğunu varsayalım.

İşletmenin aynı dönem içerisindeki giderlerinin toplamı ise 60.000,00 TL olsun ve bu giderler aşağıdaki kalemlerden teşekkül etsin.

Personel Maaşı :     22.000,00 TL
İşyeri Kira Giderleri :     18.000,00 TL
Yemek Giderleri :       8.000,00 TL
Binek Oto  Yakıt Giderleri :     10.000,00 TL
Binek Oto Motorlu Taşıtlar Vergisi :       2.000,00 TL
Toplam Giderler :     60.000,00 TL

 

Firmanın Ticari Kârı 40.000,00 TL olacaktır.

Hasılat (+) :   100.000,00 TL
Giderler (-) :     60.000,00 TL
Ticari Kâr :     40.000,00 TL

 

Şayet Kurumlar Vergisi Ticari Kâr üzerinden hesaplanacak olsaydı bu firmanın 40.000,00 *% 22 =  8.800,00 TL Kurumlar Vergisi ödemesi çıkacaktı.

Ama  Gelir / Kurumlar Vergisi Ticari Kâr üzerinden değil Mali Kâr üzerinden hesaplanmaktadır.

Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler işte tam da bu noktada devreye girmektedir.

Yukarıda yer alan örneğe göre Mali Kârı hesaplayalım

Hasılatımız (+) :   100.000,00 TL
Giderlerimiz (-) :     60.000,00 TL
Ticari Kâr :     40.000,00 TL
Binek Oto Motorlu Taşıt Vergisi ( Bu gider Kanunen Kabul Edilmeyen Giderdir.) (+) :       2.000,00 TL
Mali Kâr :     42.000,00 TL
Kurumlar Vergisi Oranı :          22%
Hesaplanan Kurumlar Vergisi ( Mali Kâr * %22) :       9.240,00 TL

 

Binek Oto Motorlu Taşıtlar Vergisi 197 Sayılı MTV Kanunu 14. Maddesi gereğince Gelir ve Kurumlar Vergisi hesaplamasında gider olarak dikkate alınmaz.  Yani “Kanunen Kabul Edilmeyen Gider”  özelliği taşır.

Yukarıdaki örnekte 40.000,00 TL lik ticari kazancın üzerine Binek Oto Motorlu Taşıtlar Vergisi olan 2.000,00 TL ilave edilerek üzerinden vergi hesaplanacak 42.000,00 TL Mali Kâra ulaşılmıştır.

Ticari kâr üzerinden hesaplansa idi 8,800,00 TL Kurumlar Vergisi ödenecek iken, şirket giderleri arasında “Kanunen Kabul Edilmeyen Gider” bulunması nedeniyle  vergi Mali Kâr üzerinden hesaplanmış ve 9.440,00 TL Kurumlar Vergisi ödemesi çıkmıştır.

Mali kâr ile Ticari kâr arasındaki farklılık sadece giderler yönünden olmayıp,  gelir yönünden de farklılık içermektedir. Vergi uygulaması açısından bazı kazanç ve gelirler vergiden istisna tutulmuştur. Ticari Kârınızın içerisinde yer alan bazı gelirleriniz vergi hesaplaması yapılırken dikkate alınmaz.  Yani  mali kârınız ticari kârınızdan daha düşük olur ve daha az vergi ödemiş olursunuz.

 

Hangi Giderler Kanunen Kabul Edilmeyen Giderlerdir

Kanunen Kabul Edilmeyen Giderleri temel olarak iki ana gruba ayırmak konunun daha kolay anlaşılmasını ve akılda kalmasını kolaylaştıracaktır.

1 –  Özel olarak tanımlanmamış Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler

  a- Kazançla Gider arasında doğrudan nedensellik bağı kurulabilmeli.

Ticari Kazancın elde edilmesi ve devam ettirilmesi ile doğrudan bağlantısı olmayan bütün giderler Vergi uygulamaları açısından KKEG olarak değerlendirilir.

Bu genel kavram, giderin türüne, yerine, özelliğine bakma gereği doğurmadan bir giderin KKEG olup olmayacağını belirlemektedir.

Ticari Kazancın tespitinde esas olan,  maliyet ve giderlerin hem dönem olarak hem de illiyet bağı olarak hasılat ile  ilişkili olmasıdır.

Konuyu örneklendirir isek;

İki ortak girişimci olarak bir şirket kurdunuz ve yarı yarıya ortaksınız. Şirketinizin elde ettiği kârı yarı yarıya bölüşeceksiniz.

Ortağınız tatil yapmak amacıyla ailesiyle birlikte yurt dışına gitti ve tatil harcamasına yönelik 40.000,00 TL lik faturayı şirket adına düzenletip şirket banka hesabından ödettirdi ve muhasebe hesaplarına gider olarak kaydettirdi.

Yıl sonunda hesaplar kapatıldı ve bilanço hazırlandı. Şirketinizin Ticari Kârı 60,000,00 TL   olarak gözükmekte.

Kârı yarı yarıya bölüşeceksiniz. Sizce sizin payınıza düşen kâr 30.000,00 TL midir. Yoksa 50.000,00 TL mi olmalıdır.

Cevap gayet basit. Sizin payınıza düşen pay 50.000,00 TL olmalıdır. Çünkü ortağınızın şirketinize fatura ettirdiği, oysaki ticari kazancın elde edilmesiyle ilgisi olmayan 40.000,00 TL lik gider sizin kabul edeceğiniz bir gider değildir.  Bilançoda gözüken kâr üzerinden yarıya yarıya paylaştığınız zaman ortağınızın yurt dışı tatil giderinin yarısını siz ödemiş olursunuz.

Devlet, % 22 lik Kurumlar Vergisi alacağı ile Şirketiniz Kârının % 22 ortağıdır.

Siz, ortağınızın ticari kazancın elde edilmesiyle ilgisi olmayan giderlerini nasıl ki kabul etmiyorsanız, Vergi İdaresi de %22 lik kâr ortaklığı nedeniyle bu giderleri kabul etmemektedir.

Vergi İdaresi, ticari kazancınızı hesaplarken düştüğünüz ve doğrudan illiyet bağı olmayan bu giderleri, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 40.maddesinin birinci bendi hükmüne uygun olmadığı nedeniyle kazancınıza yeniden ilave ettirerek kendi payının doğru hesaplanmasını sağlayacaktır. Aksi takdirde ortağınızın yurtdışı tatilinin 8,800,00 TL sini Devlet karşılamış olurdu.

   b-Vergi Usul Kanunu Hükümlerine uygun olarak belgelendirilmiş olmalı.

Giderleriniz, ticari kazancınızın kazanılması ile doğrudan ilgili olsa bile, belgelendirme açısından da Vergi Usul Kanunu Hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş fatura, gider pusulası gibi belge şartlarına da uygun olmalıdır.

 

2 –  Özel olarak tanımlanmış olan Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler

Gerek vergi kanunları, gerekse diğer kanunlar giderin türüne, dönemine göre özel tanımlamalarda bulunmuştur. Hangi giderin vergi hesaplamasında kabul edilmeyeceği açıkça belirgindir.

Bu gurupta belirlenmiş olan KKEG lerin  ticari kazancın elde edilmesi ve devam ettirilmesi ile illiyet bağı olsa bile Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak dikkate alınması kanuni bir zorunluluktur.

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanununda tanımlanmış KKEG ler ;

  • Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar.
  • Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar.
  • Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklâm giderlerinin % 50’si.
  • Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları.
  • Basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddî ve manevî zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri.
  • Öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler.
  • Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler.
  • Kurumlar Vergisi Kanununa göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizleri.
  • Sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddî ve manevî zarar tazminat giderleri.

 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda tanımlanmış KKEG ler

  • Madde 88 ; Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz.

 

6802   Sayılı Gider Vergileri Kanunu

  • Madde 39  Özel İletişim Vergisi ; Bu vergi, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez

 

197  sayılı  Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu

  • Madde14 ; Bu Kanuna bağlı (I), (I/A) ve (IV) sayılı tarifelerde yer alan taşıtlardan (Ticari maksatla kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç) alınan vergi ve cezalar ile gecikme zamları gelir ve kurumlar vergilerinin matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez.

 

“Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler”  sadece yukarıdaki yer alan kalemlerden oluşmamakta olup, konunun çok detaylandırılmaması açısından uygulamada sık rastlanılan örneklere yer verilmiştir.

malidenge denetim smmm a.ş / abk / 01.10.2018

 

2018-10-10T06:29:44+00:00